21 Şubat 2013 Perşembe

In Death's Sleep

Ölümden korkmuyorum diyen her insan evladı, ölümden korkuyordur. İnsanlar ölüme farklı açılardan bakamadığı sürece, korkmaya mahkumlar. Bunu hep farklı cümlelerle ifade ederler. "Kaybedecek birşeyim yok." Ama aslında kaybedecek çok şey olduğunu bal gibide bilirler. Kaybedecek birşeyi olmayan insan, çıplak gezmeli. Kaybedecek neyi var ki? Üşüyecek ve hasta mı olacak? Ona ne? Mahrem yerleri gözüküyor diye utanacak mı? Ona ne? Gibi gibi... Ama asıl olay, kaybedecek birşeyleri arayıp bulamamaktır. Bu yazının sahibi gibi. Ben gibi. Duygularım gibi. Odam gibi. Chivas'ım gibi. Açıkcası bunları kaybetmekten korkarım. Cennette sigara ve whisky yok bildiğim kadarıyla. Cehennemde olması gerekirken, orda da yok. Ee, neyleyim ben böyle ölümü. İmtihan muhabbetine istemeden yada bilmeden katıldıktan sonra, kötü bir sonuç yakaladım diye içkimden ve sigaramdan uzak mı kalacağım? Sevgili Tanrı'mızın da adaleti biraz çalkantılı açıkcası. Güzel rant sağlıyor. Seveni var, sevmeyeni var. "O çok merhametlidir." cümlesi, bence büyük bir kitleyi ona bağlıyor. Ve bu yüzden ölmekten korkmayanlar var. Affedileceğini düşünüp, içi huzur dolanlar var. Bence onların içine pilav doldursak daha yararlı olur. Bir iki insan doyar en azından...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder